top of page

HERODOTOS’UN KHUFU DÖNEMİ TASVİRİ ÜZERİNDEN TARİH YAZICILIĞININ İNCELENMESİ

  • Yazarın fotoğrafı: doğa deniz
    doğa deniz
  • 24 Nis 2020
  • 5 dakikada okunur

Mısır denince herkesin aklına ilk gelen tasavvur piramitlerdir. Yüzyıllardır insanlar, bu piramitlerin gizemini çözmeye çalışmış fakat bu gizemlerin açıklamaları, kanıtlanamayan teorilerle sınırlı kalmıştır. İnsanların ilgisini en çok çeken, belki de en görkemli olan piramit Khufu Piramidi!dir ya da diğer adlarıyla Keops Piramidi, büyük piramittir. Keops Piramidi, firavun Khufu adına yapılmış bir anıtsal mezarlık niteliği taşır. Bu piramidin görkemi, yapıldığı dönemin tiran ve sefil hayatıyla tezat oluşturacak biçimdedir. Herodot gibi birçok tarihçinin de ilgisini çekmiş olacak ki,kitabının bir kısmını Keops Piramidi ile ilgili bilgilere ayırmıştır. Elimizde Keops Piramidiyle ilgili diğerlerine nazaran daha çok kaynak bulunmaktadır. Bu yazıda Herodotos’un firavun Khufu ve piramidi hakkında yazdığı pasajı inceleyip, bunlar hakkında bilgi vereceğim (Hrdt. II,124-127)

Herodotos’un tarih yazıcılığı

Tarihin babası olarak anılan Herodotos, hikâyeci tarih yazıcılığını benimsemiş bir yazardır. Buradan da anlayabileceğimiz gibi, kitaplarında birçok hikâye ve efsaneyle karşılaşırız. Bu nedenledir ki, Herodotos’un kitabında yazdığı bilgiler hemen doğru olarak kabul edilmez, sorgulanır. Herodotos tarih alanının başlangıcı niteliğinde bir yazar değildir(François Hartog’a göre, yunanlar tarih yazıcılığı için geç bile kalmışlardı. Yazıya Suriye-Fenike alfabesini kabul ederek geçmişlerdi). Fakat ‘öznel’ bir figür olan tarihçi, Herodotos ile birlikte ortaya çıkar.( Hertog 2000:16) Herodotos’un mısır tarihiyle ilgili yazdıkları ise, eski zamanlardan beri elimize geçmiş çoğu kaynaktan daha fazla bilgiye sahiptir diyebiliriz.

Khufu hükümdarlığı

Firavun Khufu’nun hüküm sürdüğü yıllar, antik belgelerden öğrendiğimiz kadarıyla, sefil ve acımasız yıllar olarak nitelenir. Khufu’nun 23 yıllık hükümdarlığı sırasında birçok vatandaş piramit inşasında can vermiştir. Toplumda katı bir hiyerarşi olduğunu da söyleyebiliriz. Herodot’un Keops Piramidi ile ilgili pasajından da görebileceğimiz üzere firavun halkın gözünde açgözlü, şan düşkünü ve vurdumduymaz bir insan profili çizer(Hatta Herodot’un anlattığı hikâyeye göre, piramit yapımı için kızını satmayı bile göze almıştır. Fakat bu hikâye başka kaynaklarda geçmediği için, kuşkuyla yaklaşmamıza neden olur.)

Antik Mısır kaynaklarında, devletin başı olan firavun, mükemmel tanrı ‘ netjet nefer’ olarak adlandırılır ve bu hükümdarlık dönemini eleştiren herhangi bir yazıya rastlamayız. Bunun nedeni kralın tüm yazı denetimini elinde tutmasıdır. (Wilkinson, 2010:106)

Khufu’nun gelenekleri yok sayı onlara üstün gelmeye çalıştığını da söyleyebiliriz. Khufu’nun gaddarlığını, piramit inşasında ölen kişi sayısıyla da anlayabiliriz. Halk arasında kırmızı piramit lakabıyla anılan bu piramidin, kırmızı adını almasının tek sebebinin taşlarının rengi olmadığını düşünüyorum. Birçok kaynaktan, çalışanların oldukça ilkel koşullarda, sert yataklarda yattığını anlarız. Fakat inşadan sorumlu yönetici sınıfın da büyük ve ayrı bir villada rahat yaşadığını da yine aynı kaynaklarla gözlemleyebiliriz. Bu durum da bize hiyerarşik yapının ne kadar sert olduğunu hatırlatıyor.

Herodot da aşağıdaki çevirilerinden anlayacağımız gibi, firavunu gaddar, otoriter ve kötü biri olarak betimler. Bu betimlemesi gerçeği yansıtır biçimdedir. Mısır halkının firavuna olan sevgisizliğini de aşağıda çevirdiğim Herodotos'a ait olan pasajdan görebiliriz.


μέχρι μέν νυν Ῥαμψινίτου βασιλέος εἶναι ἐν Αἰγύπτῳ πᾶσαν εὐνομίην ἔλεγον καὶ εὐθηνέειν Αἴγυπτον μεγάλως, μετὰ δὲ τοῦτον βασιλεύσαντα σφέων Χέοπα ἐς πᾶσαν κακότητα ἐλάσαι. κατακληίσαντα γάρ μιν πάντα τὰ ἱρὰ πρῶτα μὲν σφέας θυσιέων τουτέων ἀπέρξαι, μετὰ δὲ ἐργάζεσθαι ἑωυτῷ κελεύειν πάντας Αἰγυπτίους. τοῖσι μὲν δὴ ἀποδεδέχθαι ἐκ τῶν λιθοτομιέων τῶν ἐν τῷ Ἀραβίῳ ὄρεϊ, ἐκ τουτέων ἕλκειν λίθους μέχρι τοῦ Νείλου: διαπεραιωθέντας δὲ τὸν ποταμὸν πλοίοισι τοὺς λίθους ἑτέροισι ἐπέταξε ἐκδέκεσθαι καὶ πρὸς τὸ Λιβυκὸν καλεύμενον ὄρος, πρὸς τοῦτο ἕλκειν. ἐργάζοντο δὲ κατὰ δέκα μυριάδας ἀνθρώπων αἰεὶ τὴν τρίμηνον ἑκάστην. χρόνον δὲ ἐγγενέσθαι τριβομένῳ τῷ λεῷ δέκα ἔτεα μὲν τῆς ὁδοῦ κατ᾽ ἣν εἷλκον τοὺς λίθους, τὴν ἔδειμαν ἔργον ἐὸν οὐ πολλῷ τεῳ ἔλασσον τῆς πυραμίδος. ὡς ἐμοὶ δοκέειν: τῆς μὲν γὰρ μῆκος εἰσὶ πέντε στάδιοι, εὖρος δὲ δέκα ὀργυιαί, ὕψος δέ, τῇ ὑψηλοτάτη ἐστὶ αὐτὴ ἑωυτῆς, ὀκτὼ ὀργυιαί, λίθου δὲ ξεστοῦ καὶ ζῴων ἐγγεγλυμμένων: ταύτης τε δὴ τὰ δέκα ἔτεα γενέσθαι καὶ τῶν ἐπὶ τοῦ λόφου ἐπ᾽ οὗ ἑστᾶσι αἱ πυραμίδες, τῶν ὑπὸ γῆν οἰκημάτων, τὰς ἐποιέετο θήκας ἑωυτῷ ἐν νήσῳ, διώρυχα τοῦ Νείλου ἐσαγαγών.


Şu ana kadar Rhampsitinus’un bütün Nil’de iyi bir kral olduğunu ve bütün Mısır’ın refah düzeyini yükselttiğini söylüyorlardı. Bundan sonraki hükümdar olan Keops’un kendisinin ise insanları kötülüğe doğru sürüklediğini söylüyorlardı. Önce kendisi bizzat kurbanların tümüne bir son vermek için tüm kutsal yerleri kapatmayı, sonra da tüm mısırlılara kendisi için çalışmayı emretmiştir.

Daha sonra bu taşları, Arabistan dağlarındaki taş ocaklarından Nil’e kadar sürüklemeyi kabul etmiştir. Sürüklettikten sonra, bu taşları nehirde yüzen gemilerle karşıya geçirip her birini başka yere taşıyarak ve hepsini Libya diye adlandırılan dağlara sürüklemeyi üstlendi.

Yüz insan bulunduran gruplar, her zaman her üç ayda bir çalışıyorlardı. Bulundukları zamanda insanlara on yıl boyunca taşlarını yol için taşıtıyordu. İnşa edilen bu iş piramitten daha küçük değildir.

Benim araştırmalarıma göre yolun uzunluğu beş staddır, genişliği on kulaç, yüksekliği ise sekiz kulaçtır, yeryüzündeki bütün canlılardan yücedir. Taşları ise yontulmuş ve insanlar tarafından yaşamsal her şeyin figürleriyle oyulmuştur. On yılda meydana gelen ve dağların sırtlarında boy gösteren piramitler, yerin altındaki meskenleri kendi adalarında, Nil’in kıyısına sürükleyerek oraya yerleştirip kuruyorlardı.

Keops piramidi

Keops Piramidi’nin yapımında ağırlıkları 2 ila 15 ton arasında değişen 2,3 milyon adet blok kullanılmıştır. Görünen yüksekliği 140 metre, temelden yüksekliği ise 230 metredir. Bu özellikleriyle, Antik Mısır’da yapılan en büyük piramit niteliği taşır(Brewer, 2007:193).

Diğer piramitler gibi, Keops Piramidi de bölümlerden oluşur. Bunlar ana piramit, doğuya doğru uzanan ölüler tapınağı, güneye doğru uydu(veya ek piramit) ve ölüler tapınağını vadi tapınağına bağlayan üzeri kapalı geçittir. Ayrıca büyük piramidin çevresinde ‘kraliçe piramitleri’ adı taşıyan yapılar da vardır.

Ölüler tapınağı, saray rahipleri tarafından kralın ka’sını devam ettirmek için ikram sunulan yer işlevini görmekteydi. Bu noktada ka kavramını açıklamak gereklidir. Ka, mısırlıların inancında, insanın fiziksel olmayan bedenidir. Ka antik mısır tasvirlerinde insan başlı bir kuşla tasvir edilir. Ka ölümsüzdür. Antik mısır belgelerinde ka kavramı hakkında birçok açıklamaya rastlarız. “Ka fiziksel bedenden bağımsızdır, ölümsüzdür. Ka, varlığın muhafaza edici ve yaratıcı unsurudur. Her varlığın ka’sı kendine özgüdür. Varlık geliştikçe ka’sı da gelişir, ama khu’su asla değişmez. Varlık yeryüzünde ölünce ka’sına geçer. Ölüm sonrasında ka, istediği yerde bulunabilir. Ka, khu ve ba bir bütün oluştururlar.”

Piramidin bir başka bölümü olan vadi tapınağı, cesedin mumyalama ve arındırılma işlemlerini yapıldığı bir ‘arındırma çadırı’ olarak tanımlanır. Piramidin giriş kapısı kuzeyde bulunmaktadır. Bunun sebebi firavunun dini inanışlar gereği hiçbir zaman kaybolmayan ve bu nedenle varlığını sonsuza dek sürdürecek olan kuzey kutup yıldızına benzetilmesidir. Diğer kraliyet mezarlarında bulunduğu gibi, Keops Piramidi’nde de ritüel kayıkları bulunmuştur. Bu kayıklar cenaze törenlerinde kullanılmıştır fakat asıl amacı kralın ruhunun tanrısal ra biçiminde cennete geçmesini sağlamaktır. Bugüne kadar en iyi şekilde korunmuş kayık, khufu kayığıdır. 1954 yılında bulunan bu kayık 43 metre uzunluğundadır ve Lübnan’dan getirilen sedir ağacından yapılmıştır.(Brewer,2007:45)

Sonuç olarak, Herodotos’un tarih kitabında yazılan efsanelere şüpheli yaklaşsak da, genel bağlamda verilen bilgilerin doğru olduğunu görüyoruz. Verdiğim kaynaklarla Herodotos’un verdiği bilgiler dönemin sefaleti ve zor şartları açısından eşleştiğinden Herodotos’un kaynağının gerçeğe yakın olduğunu düşünüyorum.. Keops Piramidi görkemli bir şaheser değil, aksine gaddar bir tiranlığın aynasıdır.

Bibliyografya:

2. Güler Çelgin, Eski Yunanca- Türkçe Sözlük, Kabalcı Yayınları, İstanbul,2011

3. Herodotos, Tarih, İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul

4. Toby Wilkinson, Eski Mısır, Say Yayınları, 2010, sayfa 104-127

5. Douglas J. Brewer, Emily Teeter, Mısır ve Mısırlılar, Arkadaş Yayınları,2011 Ankara, sayfa 43-45, 157,193-196

6. Erik Hornung, Mısır Bilimine Giriş, Kabalcı Yayınları, 2016, İstanbul

8. François Hartog, Tarih Başkalık Zamansallık, Dost Yayınları,2000, sayfa 9-20

 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


Yazı: Blog2_Post

Abonelik Formu

Gönderdiğiniz için teşekkür ederiz!

  • Facebook
  • Twitter
  • LinkedIn

©2020, Kolombiya yeşili tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page